“Türkiye’de kadınlar ekonomik, sosyal ve siyasal hayata yeterince katılamamaktadırlar. Türkiye’nin 83 milyonluk nüfusunun %49,8’ini oluşturan kadınların işgücüne de yeterince katılamadıkları görülmektedir. Nüfusta eşitlik varken İstihdama katılma oranı erkeklerde yüzde72,kadınlardaiseyüzde34civarındadır.Oysa Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama kadın İstihdamı yüzde 60, dünya ortalaması ise yüzde 50’ler civarındadır Bunun eğitim seviyesiyle doğrudan ilişkisi vardır. Eğitim durumuna göre işgücüne katılım oranı incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görülmektedir. İş dünyasında yönetici pozisyonundaki kadınların sayısı da orantısal olarak daha düşüktür. ILO’nun İş Hayatında ve Yönetimde Kadın Raporu’na göre Türkiye’deki kadın CEO oranı yüzde 2, şirket yönetim kurullarındaki kadın oranı ise yüzde 9’dur. Yönetim kurulunda yer alma oranının yüksek gözükmesinin nedeni ise aile şirketlerinden kaynaklıdır. Türkiye’de işveren kadınların toplam işverenlere oranı ise %8’dir. Bu da Avrupa Birliği’nin %27’lik oranının oldukça altında olduğu görülmektedir. Bunun yanısıra UNDP ve Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan cinsiyet eşitsizliği endekslerinde de ülkemiz maalesef alt sıralarda yer almaktadır.
Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi kadına bakışımızda önemli sorunlar bulunmaktadır. Bunun eğitimle doğrudan ilişkisi vardır. Maalesef kadını ikinci sınıf bir insan olarak gören zihniyetin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunların bir sonucu olarak da ülkemizde kadınlar maalesef hep şiddet olaylarıyla gündeme gelmektedir. Kadına şiddet bir sebep değil sonuçtur. Bunu değiştirmenin yolu da toplumun tümünü eğitebilmekten geçmektedir. Kadınların eğitim seviyesinin yükselmesiyle birlikte ekonomik, sosyal ve siyasal yaşam içinde yeteri kadar yer aldığında bu sorunu ancak çözebiliriz. Toplumun temel taşı olan kadınlarımız hak ettikleri saygıyı gördüklerinde, erkeklerle birlikte eşit koşullarda mücadele ettiklerinde Türkiye daha ileriye gidecektir. Kadınların her alanda katılım oranlarını artırmak ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımızı zenginleştirecek, özellikle ekonomik gelişmemizi hızlandıracaktır.Kadınların işgücüne katılım oranını artırmadan yüksek gelirli ülkeler grubuna girmemiz mümkün değildir. Küresel düzeyde rekabet edebilir bir ekonomi için, Türkiye’de nüfusun yarısını oluşturan kadınların iş hayatına katılması büyük önem taşımaktadır.Kadın girişimcilerimizin artması için Ankara sanayi odası olarak her zaman büyük çaba gösterdik. Kosgeb ile birlikte açtığımız ASO girişimcilik okulunda sertifika almaya hak kazananların yarısından fazlası kadın girişimcidir. Girişimciliğe kadınlarımızın gösterdiği yüksek ilgi bizleri çok memnun etmiştir.Türkiye’nin en büyük şanslarından birisi genç nüfusu ve girişimcilik potansiyelidir. Türkiye’nin büyük hedefleri var ve kadınlar olmadan bu hedeflere ulaşmamız zor.Kadınların her alanda başarı hikayeleriyle gündeme geldiği bir Türkiye diliyorum.”